Cocuk, sopadan, tehditten, azaptan degil, eger bir seyden korkacaksa, ebeveyninin sefkatini kaybedeceginden korkmalidir. Babasinin yüzünü eksitmesi, annesinin simsicak yüzünün bugulandigini müsahede etmesi veya sezmesi onu dengeye getirecek en büyük bir müeyyide gibi algilanabiliyorsa, yeter ve artar zannediyorum. Ancak cocugun size güvenmesi, acilarini, elemlerini paylastiginiza inanmasi cok ehemmiyetlidir.
Cocuklarin, icinde gelistikleri muhiti hesaba katarak yas, seviye, bilgi ve kültür durumlarina göre ele alinmasinda fayda vardir. Cocuk bes yasinda ise ona verecegimiz dini bilgiler, tipki beslenmede takip ettigimiz usulde oldugu gibi farkli uygulamalidir. O, yedi yasina geldigi zaman verecegimiz bilgi baska, on yasina geldiginde verecegimiz de baska olmalidir.
Ancak önemli olan bir husus var ki o da, telkin edecegimiz her sey, bir bakima cocugun icide bulundugu yas-bas ve dönemin bir sonrasina ait olmalidir; zira o, icinde yasadigi zamani zaten nasil olsa görüp duyacak ve yasayacaktir. Bu acidan, mevcut cevrenin verdigi ya da mualliminden ögrendigi seyler cizgisinde ise yeterli sayilabilir. Öyleyse bizim terbiye adina ona kazandiracagimiz seviye, onun daha sonra yasayacagi hayata ait olmalidir.