In the sale you will find especially cheap items or current promotions.
Want to part with books, CDs, movies or games? Sell everything on momox.com
Eski bir Hintli hikayesi var
Hindu cennetinde kalpataru denen bir agac vardir. Dilek agaci demektir. Tesadufen bir gezginin yolu oraya düser. Adam yorgundur, agacin altina oturur. Ve ac oldugu icin, Burada biri olsaydi, yiyecek isterdim. Fakat kimse görünmüyor
diye düsünür.
Yiyecek fikri zihninde göründügü anda, yiyecek aniden belirir. Adam cok ac oldugu icin bu konuyu düsünmez bile; hemen yer.
Sonra uykusunun geldigini hisseder ve Keske surada bir yatak olsaydi. diye düsünür ve yatak belirir.
Fakat yatakta yatarken adamin icinde bir düsünceye yükselir Neler oluyor Burada kimseyi görmüyorum. Yiyecek geldi, yatak geldi - belki hayaletler bana bir seyler yapiyor Birden hayaletler belirir. O zaman korkar ve Simdi beni öldürecekler diye düsünür. Ve hayaletler onu öldürür. Hayatta kural aynidir Hayaletleri düsünürsen, ortaya cikacaklari kesindir.
Düsündügün seyi göreceksin Düsmanlari düsünürsen onlari yaratacaksin, dostlari düsünürsen onlar belirecek. Seversen, dört bir yaninda sevgi belirir; nefret edersen, nefret belirir. Düsünmeye devam ettigin her sey belli bir kural tarafindan
yerine getirilecektir. Hicbir sey düsünmezsen, o zaman sana hicbir sey olmaz.
Osho, Zen deneyimini ani bir kavrayis ve daima etrafini kusatan bir müzigin farkina varmak olarak tanimlar. Kalbin, bütünün kalbiyle ayni ritimde atar. Kitapta her bölüm Oshonun bizi bilmedigimiz ama icimizde derin yanki bulan bir dünyaya
götürmek icin kullandigi bir Zen öyküsüyle baslar. Zenin büyük mucizesi basit seylerin olaganüstü bir seye düsmesindedir.