Yazi yoktu ama o vardi.
Tekerlek icat edilmemisti ama o yerli yerindeydi.
Dünya yaratilmamisti ama o kasilip gevsiyordu.
Insan henüz cennetteyken onunlaydi ve icindeki her sey de sevgi, ask, vefa, iyilik, sükür, hamd, dostluk gibi erdemler üzerineydi
dem ata onun sesini dinleyip arzusunu giderme gayretine düsmeseydi belki de yolu yeryüzünde tövbelere, pismanliklara ve umutlara hic evrilmeyecek; cevresi daralmalar ve genislemeler, arinmalar ve kirlenmeler, yanginlar ve donmalarla hic kusatilmayacakti.
Simdi
Ask ve nefret, iyilik ve kötülük, saadet ve keder, iman ve inkar... Insana insan oldugunu artik bunlarla hissettiriyor. Bazen aydinlik, bazen karanlik; gören göz veya isiten kulak bazen Gögüs kafesinde ahenkle her büzülüp genislemesi bizi icten ice süratle degistiriyor ve halden hale döndürüyor.
Bud-dub... bud-dub bud-dub
Sesindeki ters-yüz olus bile adiyla örtüsük Bir seyi bir yönden öteki yöne cevirmek; renkten renge giris, kararsizlik, durmadan dönüsüm ve degisim KALP.
Kalbe dair ne varsa
Iskender Palanin her zamanki yetkin kaleminden